Selahattin Demirtaş'ın ilginç tespitleri

Amberin Zaman
Kaynak: Gazete Haber Türk, 25 Mart Cuma, 10:24:25

BDP'nin Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ile geçtiğimiz günlerde röportaj yapma fırsatını yakalamıştım. Söyleşimizin bir kısmı 23 Mart Çarşamba günü gazetemizin politika sayfasında yer almıştı. Ne var ki bence en ilginç kısımlarından biri, yer darlığından (evet gerçekten yer darlığından) girememişti. Bugün Demirtaş'ın görüşlerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Konu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. 2009 yılının başında aralarında benim de bulunduğum bir grup gazeteciye Abdullah Gül, Kürt sorunuyla ilgili "iyi şeyler" olacağını müjdelemişti. Ardından bugünlerde derin dondurucuya atılan AK Parti'nin Kürt açılımı start almıştı. Son bir haftadır Güneydoğu'yu geziyorum ve Abdullah Gül'e duyulan sempati net bir şekilde hissediliyor. Bitlis'ün Güroymak İlçesi'ne Kürtçe ismiyle (Norşin) hitap etmesi, Tunceli için "Dersim" demesi gibi jestlerinin yankıları sürüyor. "Valla Gül hoştur" sözünü gezi boyunca defalarca işittim. Gül ile ilgili bu pozitif tablodan yola çıkarak Demirtaş'a şu soruyu yönelttim: "Kürt açılımını ilk müjdeleyen Cumhurbaşkanı'ydı. AK Parti'yi samimiyetsizlikle suçluyorsunuz. Bölgede bu kadar sevilen Abdullah Gül de mi samimi değil?" Demirtaş'ın yanıtı ise şöyleydi: "Birey olarak samimiyetine inanıyorum. Fakat siyaseten fark yaratabilecek etkiye sahip olduğuna inanmıyorum. Bu eski partisiyle ilişkilerinden kaynaklanıyor. Orada bir bölünmüşlük görünüyor. Bir yanda Cumhurbaşkanı'na daha yakın görünen Gülenciler, diğer yanda Başbakan'a yakın Nakşiler ve farklı tarikatlar. Neticede Gül, AK Parti içerisinde çatışarak Cumhurbaşkanı oldu. Özal gibi risk alabilseydi ön açıcı olabilirdi. Ancak görev süresiyle ilgili belirsizlik elini kolunu bağlamış sanki. Tekrar beş yıllığına seçilme hesapları varsa dayandığı muhafazakâr, dindar ve kısmen de milliyetçi tabanını küstürmeye göze alamaz, alamıyor. Oysa tek dönem yedi yıllığına geldiği netleşmiş olsaydı daha cesur davranabilirdi gibime geliyor." Evet Demirtaş enteresan bir tartışma konusu koyuyor önümüze. Gül'ün görev süresine ilişkin belirsizlik Cumhurbaşkanı'nın icraatını ne kadar etkiliyor? 28 Ağustos 2007 tarihinde Meclis'te yapılan üçüncü tur oylamada Türkiye'nin 11 'inci Cumhurbaşkanı seçilen Abdullah Gül, 2012'de tekrar halk tarafından seçilebileceğini hesap ederek mi politika belirliyor? Sahiden ilginç bir soru ve Cumhurbaşkanı'nı rahatsız edebilir. Zira bildiğim kadarıyla görev süresi meselesi ve bunun etrafında Başbakan ile ilişkilerine dair yapılan spekülasyonlar Gül'ü üzüyor. Kendisini üzmek istemiyoruz ama Demirtaş'ın gündeme getirdiği mesele bence tartışılmaya değer. Zira ortada tuhaf bir durum var. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, seçildiğinden dört yıl sonra halen görev süresini bilmiyor! Kürt ve Ermenistan açılımlarıyla ilgili ben de tıpkı Demirtaş gibi Abdullah Gül'ün samimiyetinden hiç ama hiç süphe duymuyorum. Ancak Cumhurbaşkanı'nın son zamanlarda, "Karabağ sorununun çözümünde ilerleme kaydedilmeden Ermenistan ile diplomatik ilişkiler kurulamaz, sınırlar açılamaz" diyenler kafilesine katılması bende de soru işaretleri uyandırdı. Bu mealdeki görüşlerini geçen kasım ayında aralarında benim de bulunduğum bir grup gazeteciyle paylaştığında açıkçası içim burkulmuştu. Zira Gül, Ermenistan açılımının baş mimarıydı. İlişkilerimizin Azerbaycan ipoteğinden kurtulması gerektiğine inananlardandı. Ne oldu da fikir değiştirdi? Siyasi gelecek kaygıları mı devreye girdi? Açıkçası ben de merak ettim. Görev süresi bilmecesi bir an evvel çözülmeli. Bu muğlaklık bertaraf edilmeli. YEREL MUHABİRLER Güneydoğu gezisi boyunca, başta Habertürk bölge temsilciliğimizdeki arkadaşlarımız olmak üzere yerel muhabirlerin kıymetini bir kez daha anladım. Kürt sorununu tartışırken hep aynı bayat isimleri dinleyeceğimize ekranlarda olayları bire bir izleyen bu arkadaşlarımıza yer vermeliyiz. Her şeyi bir kenara bırakalım, bu arkadaşlar bölgenin dilini, Kürtçe'yi konuşuyorlar. Ya biz? Başta Başbakan olmak üzere Kürt sorununa kafa yoranlar, yerel gazetecilerin görüşlerini değerlendirmelidir. Yıllarca bana destek olan bu meslektaşlarıma, dostlarıma sonsuz teşekkürler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder